Milletvekilliği düşürülen Seyahat Davası mahkumu Can Atalay, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın örgüte silahları bırakma davetine ait avukatları aracılığıyla açıklama yaptı.
Sosyal medya hesabından ‘Şiddetin gölgesini memleketin ve Kürt yurttaşlarımızın demokratik talepleri üzerinden kaldırmak’ başlığıyla yaptığı açıklamada Atalay, “Şiddetsiz bir siyaset ortamı oluşturmak için’ her yurttaşın, her kurumun önemsemesi gereken çok güçlü bir davet yapıldı. Bir an için Anayasa’nın askıda olduğunu unutalım. Bir an için hukukun en tabanda, keyfiliğin dorukta olduğunu unutalım. Bir an için her türlü demokratik talep üzere Kürt yurttaşlarımızın demokratik taleplerinin demokratik bir ortam olmadan serpilip gelişemeyeceğini, atılan adımların garantiye kavuşamayacağını, kalıcı olamayacağını da unutalım. Artık, Kürt meselesinin silahların gölgesi olmadan, şiddetsiz bir ortamda konuşulabilmesi için, ‘önce barış’ diyen, ‘şiddetsiz bir siyaset ortamı’ için yapılan davete dikkat kesilelim. Yakılmaya çalışılan barış ateşinin, her taraftan esen sert siyaset fırtınalarıyla sönmemesi için etrafını kuşatalım. Toplumsallaşması için sahip çıkalım” denildi.
‘BİR FIRSAT OLABİLİR’
“Kürt sorunu üzerinden şiddetin gölgesinin kaldırılması uğraşları yeni toplumsal ve siyasal mutabakatlar için bir fırsat olabilir” diyen Atalay, şu sözleri kullandı:
“Bu gayretin karşılığı verilmelidir. Barışçı bir ortamda bütün görüşlerin özgürce kendini söz edebilmesi, derinlemesine konuşulup tartışılması ‘fiili durumlar’a, siyasetin müsamahasına bırakılamaz. Evvelki yılların ‘fiili durumları’nın sonuçlarını yaşamaktayız. Şiddetin siyasetten dışlanması adımları siyasetten gelen demokratik adımlarla karşılık bulmalıdır.”
‘TÜRKİYE İÇİN YÜRÜYÜŞÜMÜZE DEVAM EDELİM’
“Sorunun tahlili geniş bir toplumsal mutabakat gerektiriyor” diyen Atalay, kelamlarına şöyle devam etti:
“Toplumsal ve siyasal dayanağı genişletmenin birinci adımı Meclis’i tahlil odağı olarak fonksiyonlu kılıp süreci şeffaflaştırmaktır. İvedilikle, evvelki yıllarda yasal teminatlara bağlanmadan atılmış adımların ceremesini yaşayanları özgürleştirmek, Kürt yurttaşlarımızın seçme iradesini yok eden kayyumluk vesayetine son vermektir. Her ileri adım kıymetlidir. Dikkate alınmayı hak eder. Ve artık başta ‘unutalım’ dediklerimizin hepsini tekrar hatırlayalım. Cumhuriyetimizi demokratikleştirmek için hukukun, maddelerin, kurallı, kurumlu bir işleyişin kazanılması için Kürt yurttaşlarımızın demokratik talepleri için eşit ve özgür bir Türkiye için yürüyüşümüze devam edelim.”
(ANKA HABER AJANSI)