İZMİR- Ağır çalışma temposu, baskı, mobbing ve örgütsüzlük ile uğraş eden davet merkezi çalışanları, daha evvel de birçok sefer haksız işten çıkarmalar ile gündeme geldi. Son olarak İzmir’de Telus İnternational Davet Merkezi’nde işten çıkarmalar kelam konusu oldu. Şirkette Davet İş Sendikası çatısı altında bir ortaya gelen çalışanlar, çok kısa bir mühlet zarfında sayıyı tamamlayarak yetki aldı. Telus idaresi ise yetkiye itiraz etti. Yetkiye itirazın çabucak ardından de sendikalı olan üç çalışan çeşitli münasebetlerle işten çıkarıldı.
KANADA MERKEZLİ ŞİRKETİN DÜNYA ÇAPINDA ÇALIŞANLARI VAR
Kanada merkezli Telus İnternational Davet Merkezi, Kanada’da evvel devlete ilişkin olarak faaliyet gösterirken daha sonra özelleştirildi. Dünya çapında 75 bine yakın çalışanı olan şirketin ismi, bir mühlet sonra kendi kesiminde bir marka haline geldi. Ucuz iş gücünün olduğu Filipinler, El Salvador, Hindistan, Guatamala üzere ülkelerde 10-15 bin kişi çalıştıran şirket, toplumsal medyada içerik filtreleme hizmeti de vermeye başladı. İzmir’de de binin üzerinde kişi bu ünitede çalıştırılmaya başlandı.
Son bir buçuk yıldır şirkette örgütlenmeye başlayan emekçiler evvel DİSK’te bir ortaya geldi. Daha sonra bağımsız sendika olan Davet İş Sendikası çatısında örgütlenen emekçiler, 6 ay içerisinde kâfi sayıyı tamamlayarak, bakanlıktan yetkiyi aldı. Çalışanların bu atılımı üzerine harekete geçen şirket, evvel hukuk yoluna başvurarak yetkiye itiraz etti. Daha sonra ise “iletişim” iş kolunda faaliyet gösteren şirket, sendika yetkisi için 40 bin üzere bir sayı gerektiren ofis iş koluna geçti. Bu süreçte de sendikalı olan üç personel toplumsal medya paylaşımları ve küçülme üzere durumlar münasebet gösterilerek işten çıkarıldı.
‘ÇALIŞANLARIN BİRÇOĞU RUHSAL TEDAVİ ALIYOR’
Çalışanların anlatımlarına nazaran dört vardiya halinde günde 9 saat çalışan çalışanlar, toplumsal medyada küfürden pedofiliye, infaz görüntülerinden azap görüntülerine kadar birçok içerikte filtreleme yapıyor. Ham maaşları 17 bin 350 TL olan çalışanların, primleriyle birlikte bu fiyat 22 ile 25 bin TL ortasında değişiyor. Ağır çalışma şartlarında 24 saat vardiya dönmekten şikayetçi olan çalışanların birçoğu ise gördüğü içeriklerden kaynaklı ruhsal tedavi alıyor.
Gazete Duvar’a konuşan ve işten çıkarılma telaşı nedeniyle ismini vermek istemeyen bir çalışan, güçlü çalışma şartları karşısında komik fiyatlar aldıklarını söyledi. Şirketin sendikal örgütlenmeye karşı olmadığını tez ettiğini lakin pratikte durumun bu türlü olmadığını aktaran çalışan, “Açık açık sendikal faaliyete karşıyız demiyorlar. Fakat ikiyüzlülük yapıp sendikal yetkimize itiraz ediyorlar. Bu süreçte bir arkadaşımız toplumsal medya paylaşımları münasebet gösterilerek işten çıkartıldı. Bir hafta evvel de iki arkadaşımız da küçülme denilerek işten çıkarıldı. ‘Küçülme’ dedikleri gün ise 50-60 kişiyi işe aldılar. Bize referanslarınızı bekliyoruz diye mailler attılar. Oradan biliyoruz” diye konuştu.
‘SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMINI MÜNASEBET GÖSTERİP İŞTEN ÇIKARDILAR’
Şirkette birinci olarak işten çıkarılan Abdulkerim Bişkin, şirketle alakası olmayan bir toplumsal medya paylaşımının münasebet gösterildiğini söyledi. Yaşadığı süreci anlatan Bişkin, “Sosyal medyaya bakıyorlar ve bir paylaşımın ekran imgesini alıyorlar. Paylaşımın içeriğinde yer alan haberde öteki bir yerde personel ile işveren ortasında geçen bir sıkıntı bahis ediliyor. Personel hakkını alamadığı için patrona saldırıyor. Bu paylaşımın ekran manzarasını bana atarak ‘Sen bizi tehdit mi ediyorsun?’ diyerek kovdular. Bir savcıymış, polismiş üzere insanların toplumsal medya hesaplarını inceliyorlar. Asıl problemin sendikal gayret olduğunu düşünüyorum. Sendika broşür dağıtmaya geldiğinde polise ihbar ediyorlardı ve polis geliyordu. Ben sendikaya birinci üye olan ve işyeri komitesinde bulunanlardan biriydim” dedi.
Şirketteki çalışma şartlarını da anlatan Bişkin, “Lavaboya gitmek yasak. İzizn almak zorundasın. Müsaade vermek zorunda değil. ‘Molada git’ diyor. Mola da yalnızca 15 dakika. Bu müddet zarfında ne yapabilirsin ki? Tuvalete mi gideceksin, hava mı alacaksın yoksa yemek mi yiyeceksin? Ekip önderinin kaba üslübunu tekraren şikayet ettik lakin bir aksiyon alınmadı. Gayenin altında kalanların maaşının kesileceğini söylüyordu. Maaşımız eksik yattı mı ‘Beğenmiyorsan çık git’ diyorlardı. Rapor aldığımızda gece primimiz kesiliyordu ve hastalandığımız için gündüze alıyorlardı” tabirlerini kullandı.
‘KÜÇÜLME DEDİLER FAKAT ALIM YAPIYORLARDI’
İşten çıkarılan Berfin Büyükertaş da yaşadığı süreci anlatarak, asıl münasebetin aslında sendikal faaliyetler olduğunu söz etti. Büyükertaş, “İşveren 6 aydan evvel bir sebep göstermeden fesih yapabiliyor. 6 ayıma iki gün kala küçülmeye gidildiği gerekçesiyle işten çıkarıldım. Şirket ‘küçülmeye gidiyorum’ diyor lakin birebir anda alımlar da kelam konusuydu. Bunu da arkadaşlarımıza gelen referans maillerinden biliyoruz. Aslında sıkıntı sendikal çalışmaydı. Şirket evvel sendikanın yetki almasına itiraz etti ve daha sonra da iş kolu değişikliğine gitti. Bu süreçte de sendikal çalışma yapanları işten çıkarmaya başladı. İçeride inisiyatif alan emekçileri işten çıkarmaya çalışıyorlar ve emekçilerin gündeminden sendikayı çıkarmaya çalışıyorlar. Beni işten çıkardılar, geride kalan arkadaşlara da öteki bir mobbing metodu olarak performans kontrolüne başladılar. Güç bir iş. Vardiyalı çalışıyorsun ve gördüğün içerik insani değil. Birebir vakitte da komik sayılara çalışıyorsun. Personellerin birçoğu da üniversiteden yeni mezun olmuş insanlar” dedi.