İZMİR- Ege Özgür Bölge’de faaliyet gösteren Almanya menşeili Digel Dokumacılık A.Ş.’de, Türkiye Dokumacılık, Örme, Giysi ve Deri Sanayi Personelleri Sendikası (Teksif) çoğunluğu sağlayarak Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı’ndan yetki tespit dokümanı aldı. Lakin, Digel Dokumacılık idaresi sendikanın yetki tespitine itirazda bulundu.
Yaşanan gelişme üzerine Türk İş’e bağlı sendikalar ile Teksif Sendikası üyeleri Balçova’da bulunan Alman Konsolosluğu önünde bir ortaya geldi. Türkçe ve Almanca “Digel Dokuma atılan personelleri geri al, sendikal haklara hürmet duy” yazılı pankart açan çalışanlar, sık sık “Susma haykır sendika haktır” ve “Digel emekçisi yalnız değildir” sloganları attı.
‘YA İTİRAZINI GERİ ÇEK YA DA ÜRETİM YAPAMAYACAKSIN’
İşçiler ismine açıklama yapan Türk İş Ege Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, şirketin çeşitli ülkelerde hizmet verdiğini 2017 yılından bu yana da Türkiye’de Ege Özgür Bölge’de hizmet verdiğini söyledi. Şirketin kendi ülkesindeki kanunları tanırken Türkiye’deki maddeleri tanımadığını söyleyen Çakmak, sendika 2 saat içerisinde yetki almasına karşın şirketin yetkiye itiraz ettiğini lisana getirdi. 7 çalışanın iş akdinin feshedildiğini belirten Çakmak, “Ya itirazını geri çekeceksin ya da o fabrikada üretim yapamayacaksın. Sana orayı dar edeceğiz. Bizler üzüm yemek istiyoruz. Bizler fabrikalarda kaos yaratmak istemiyoruz. Biz fabrikalarda inançlı çalışmak, üretim yapmak istiyoruz. Biz ülkemizi seviyoruz. Bakanlıktan yetki tespitini almışız buna neden itiraz ediyorsun, ne kazanacaksın? Kazanacağın bir şey yok” dedi.
Türk İş Ege Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak Çalışma Bakanlığı’na da seslenen Çakmak “Öyle bir duruma geldik ki örgütleniyoruz 2 yıl sürünüyoruz. Örgütleniyoruz, masada muhatap bulamıyoruz. Biz bu ülkenin çocukları değil miyiz? Kâfi artık işçine sahip çık, ülkene sahip çık” tabirlerini kullandı.
‘ŞİRKET “BEN ANAYASA, KANUN TANIMAM” DEDİ’
Ardından yaşanan süreci anlatan Teksif Yöneticisi Mehmet Baş ise “Daha müracaatımızı yaptığımız gün Digel idaresi, birinci olarak 4 kardeşimizi işten çıkarttı. Yani; ‘Alın size sendika, alın size kanun’ dedi. ‘Ben kanun, anayasa falan tanımam’ dedi. ‘Burada benim kanunlarım geçerli’ dedi. “Almanya’da sendikalı olmak demokratik hak, ancak burada olamaz’ dedi. 20 Ocak itibariyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Teksif Sendikasının Digel Tekstil’de yetkili olduğuna dair resmi yazıyı her iki tarafa da iletti. Bu sefer de Digel idaresi, geçerli hiçbir neden olmadan sendikamızın yetki tespitine itiraz etti. Toplu iş mukavelesi müzakerelerinin başlamasını engelledi. Bu da yetmedi, 6 Şubat’ta 3 kardeşimizi daha işten çıkarttı. İşyerinde çalışanlara da, ‘Ayağınızı denk alın, fabrikayı kapatırım’ tehditleri savurdu, işçileri korkuttu” diye konuştu.
Teksif Yöneticisi Mehmet Baş ‘GEREKLİ ADIMLARI ATMANIZI TALEP EDİYORUZ’
Başkonsolos Ralf Schröer’e seslenen Baş, “Bu şirketler bir tek ticaret yapmıyor, tıpkı vakitte ülkenizi de temsil ediyor. Bu mudur Almanya’nın personel haklarına bakışı? Bu mudur Almanya’nın demokrasi anlayışı? Gerek Federal Almanya Cumhuriyeti’nin gerekse şahsınızın, örgütlenme özgürlüğüne, toplu pazarlık haklarına karşı gereken ihtimamın gösterilmesini tesis etmesini istiyoruz. Alman şirketlerinin bu tavrından, şahsınız ve ülkeniz de sorumludur. Buradan sizi bir kere daha gerekli inisiyatifi üzerinize almaya davet ediyorum. Haksız ve hukuksuz biçimde yapılan yetki itirazının geri çekilmesi konusunda gerekli adımları atmanızı talep ediyoruz. Aksi halde bu insanlık hatasına, şahsınız ve ülkeniz de ortak olmuş olacak” sözlerini kullandı.
Açıklamanın akabinde çalışanlar ismine hazırlanan mektup konsolosluğa teslim edildi.