AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in, İmralı ziyaretlerinin tamamlandığına ve bundan sonra terör örgütünün tasfiye edildiğine ait açıklamanın beklendiğine dair konuşması tahlil sürecinde yeni bir kademeye geçildiğine dair işaret olarak değerlendirildi. Gazeteci Murat Yetkin, AK Parti açısından Öcalan Açılımının birinci perdesinin kapandığını belirtti, “artık Öcalan’ın ne diyeceği bekleniyor” diye yazdı.
Kandil’in ise muhtemel bir Trump-Erdoğan görüşmesine odaklandığını söz eden Ehil, “Öcalan ziyaretleri bitti, sindirme evresi başladı: Fırtına yaklaşıyor” başlıklı yazısında şu görüşlere yer verdi:
“AK Parti böylece iki hafta evvel Bahçeli’nin ‘İkinci görüşmede PKK’nın lağvedilmesi çağrısı’ beklentisine karşıt düşmeme dikkatini gösterdi. PKK ise ‘Rojava çözülmeden bildiri yok’ diye Türkiye’deki süreci büsbütün Suriye’ye bağlamış görünüyor.
PKK DİPLOMASİSİ TAM GAZ
Çelik’in sözleri Bahçeli’nin 28 Ocak’ta beklenen TBMM konuşmasından evvel bir çerçeve çizme, tahminen frenleme hedefi taşıyordu. Öncesinde 22 Ocak’ta DEM heyetinin (bu kez Ahmet Türk olmadan, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in katılımıyla) Öcalan ile görüşmesi ve onu takiben Ankara’nın PKK’ya karşı diplomatik tahlil zorlayan diplomasisini hızlandırdığına şahit olduk.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Irak, MİT Lideri İbrahim Kalın da Suriye’de PKK ve ilişkili örgütlere karşı ortak uğraş konuştular; bir yandan da ABD makamları ile. İstenen sonuçların şimdi tam olarak alınamadığı anlaşılıyor. Kandil’den Şam’a bütün aktörler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın konuşmasını ve ortaya çıkacak görünümün fırtına ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağını bekliyor güya.
Burada sorun, Ankara’nın sabrının hududu. Aslında Erdoğan’ın ‘Bir gece ansızın’ çıkışlarından, Suriye’deki PKK kontaklarına bir askeri operasyonun Trump 20 Ocak’ta misyonu devralmadan evvel başlatılabileceği iddiaları vardı. Trump’ın beyanları ve muhtemelen ikinci kanal diplomasisiyle o senaryo ertelendi. Ankara diplomatik olarak da bütün imkanları kullandığını göstermek istiyor.”
(ALINTI)