AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Suriye’deki gelişmelere ait açıklamalarda bulundu. Çelik, Habertürk’te katıldığı programda “Suriye’de problem artık başlıyor” diyerek “Esad üzere kanlı diktatöre karşı savaşmış kümeler Suriye’de birbiriyle çatışmadan, risklere girmeden bunu yaparlar dileyelim. Burada diktatörün gönderilmesi muvaffakiyettir ancak işin başlangıcıdır. Makus senaryolar ortaya çıkabilir, büyük riskler vardır” sözlerini kullandı.
Çelik’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
‘BAZI BATILI ÜLKELER SURİYE’YE MODEL DAYATIYOR’
Bazı batılı ülkeler yalnızca şunu söylüyorlar. Suriye’nin tamamının ne olacağı umurlarında değil. Azınlık sorununa dikkat edin, diyorlar. Bunu söyleyenlerin yüzde 90’ı kendi memleketlerinde azınlık sorununu çözememiş. Bunların bir kısmı gelişmiş ülke. Siz kendi azınlık problemini çözemezsiniz, Suriye’ye model dayatıyorsunuz. Burada tesir üretmek değil Suriye’ye yardımcı olmak. Bizim yürüttüğümüz diplomasi, bütün çevrelerle, ABD ve Avrupa dahil bu istişareleri sürdürüyoruz. HTŞ Lideri Colani ile AB irtibat kurdu. Şu anda ‘listede bu türlü o yüzden temkinliyiz fakat görüşüyoruz’ deniliyor. Resmi yöneticiniz görüştükten sonra bu fiilen ortadan kalkmış oluyor. Kazansa bile terörist olarak kalanlar var. Hakikati güç mü belirliyor, güç mü hakikati belirliyor. Bu ayrıyeten konuşulması gereken mevzu. Bu iki kavram ne kadar birbirine geçiyor ve sentez oluşturuyor.
‘İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİMİZ ALANDAN HİÇ ÇEKİLMEDİ’
Türkiye’nin Colani ile görüşmesi, Suriye Ulusal Ordusu ve küçük kümelerle görüşmesi bugün değil ki. İstihbarat örgütleri daima görüşüyordu. Amerika’nın bu formda nitelemesine karşın istihbarat örgütleri Amerika’nın onlarla hiç görüşmüyor mudur? İstihbarat örgütleri rastgele formda görüşmezse alanda ne olup bittiğini bilemez. Bizim istihbarat örgütlerimiz alandan hiç çekilmedi. Alandaki gerçeklik ile masadaki duruşumuz ortasında senkronize ilişki var.
‘HTŞ İLE SMO ORTASINDA ÇATIŞMA ÇIKSIN İSTİYORLAR’
Mesele artık başlıyor. Söylenen kelamlardan evvel atılacak adımlar değerli. Esad üzere kanlı diktatöre karşı savaşmış kümeler Suriye’de birbiriyle çatışmadan, risklere girmeden bunu yaparlar dileyelim. Suriye’deki beşerler olağan bir hayat istiyor. Tankı alıp manava çevirmiş. Burada diktatörün gönderilmesi muvaffakiyettir ancak işin başlangıcıdır. Makûs senaryolar ortaya çıkabilir, büyük riskler vardır. Bunu Libya’da, Yemen’de gördük. Birtakım Arap ülkelerinde sarsıntı 70 kez 80 sefer değişti. Bugün Suriye’nin toprak bütünlüğünü istemeyenlerin, ulusal egemenliğine hürmet duymayanlar iki şeye oynuyorlar. Türkiye-İsrail ortasındaki tansiyonu YPG, Suriye’ye taşımak istiyor. HTŞ ile Suriye Ulusal Ordusu ortasında çatışma çıksın istiyorlar.
‘DESTEKÇİ OLUNMAYINCA ÖTEKİ SEMPTOMLAR ÇIKIYOR’
Bugün söylenen şeyler, Türkiye’ye verilen bildiriler çok makul. Türkiye’nin, Suriye halkının ulusal egemenliği, toprak bütünlüğü bağlamında söylediklerinin takdirle karşılandığı bedellendiriliyor. İhtilal yapan kümeler bir kısmı kendi tabanını ikna etti bir kısmı edemedi. Bu süreç içinde netleşecek. Bu kendi içinde evrile evrile gidecek. Birtakım yerlerde bunlar gerçekleştiği vakit Batılı ülkeler ‘Burada demokratik arayış var, size yardımcı olalım’ demek yerine yargılayıp, dışladılar, sadece dini motife sahip olunduğu için. Kapsayıcı, inanç özgürlüğüne hürmet duyan modelde destekçi olmak lazım. Destekçi olunmayınca diğer semptomlar çıkıyor.
‘ONURLU VE İSTEKLİ DÖNÜŞ DEDİK’
Tabii ki geri dönüş siyaseti var. Onurlu ve istekli dönüş dedik. Güvenliğin sağlanmasıyla ilgili çalışmalar yapılıyor. Orada tıpkı vakitte bir iktisadın oluşması. Tarım yapıyorsa, zeytin yetiştiriyorsa. Onlar da birinci aldıkları kararla maaşlara yüzde 400 artırım dediler. Türkiye’nin onlara yardımcı olabileceği bir sürü şey var. Modeller üzerine çalışılır. ‘Arkanızdan kapıyı kapattık’ denmez.
‘İSTİHBARAT ARŞİVLERİ ÇIKSIN ESAD’IN İSRAİL’LE NE KADAR İÇLİ DIŞLI OLDUĞUNU GÖRECEĞİZ”
HTŞ bu işi nasıl yaptı? deyip birileri ‘Arkasında Türkiye ya da CIA vardı’ demeye getiriyor. Rus ve İran takviyesi gelmeseydi Suriye’ye çok evvel yıkılacaktı. Esad farklı tutum alsaydı bu tablo hiçbir vakit görünmeyecekti. Farklı mezhep kümelerini tahrik etmek için birtakım imgeler yayınlanıyor. Birisi gitmiş Hz. Zeyneb’in türbesine saygısızlık ederek aklınca İran’a ileti göndermeye çalışmış. Bunlar ya diğer ülkelerin istihbarat elemanlarıdır. Ya da bu ihtilali gerçekleştiren kümeler içinde çatışma çıkarmaya çalışan görevlilerdir. Bu PKK’dan da DAEŞ’ten de çıkabilir. Hz. Zeyneb’in türbesi bizim yüreğimizin titrediği yerdir. Bunlar bilinen provokasyonlardır. İstihbarat arşivleri çıksın Esad’ın İsrail’le ne kadar içli dışlı olduğunu göreceğiz. Cumhurbaşkanımız bir diplomatla konuşurken, muhatabı ‘Esad direniş cephesinin yumruğudur’ dedi. Cumhurbaşkanımız ‘Herhangi İsrail saldırganlığa karşı bu yumruğun çalıştığını gösterebilir misiniz’ dedi.
‘PYD’NİN SON KULLANMA TARİHİ GEÇTİ’
Yukarımızda bir savaş var. Aşağıda askeri hareketlilik oluyor. Bütün bu müddet içinde TSK’nın ortaya çıkan çatışmalarla ilgili tahlilleri yüksek isabete sahip. Hangi harekatın nasıl sonuçlanacağına dair değerlendirmeleri de son derece yüksek isabetle tespit edildi. Silahlı kuvvetlerimizin bu kapasitesiyle gurur duymak olur. Rafta bir eser olur, son kullanma tarihi geçmiştir. PYD bu türlü bir şey. Son kullanma tarihi geçti lakin rafta duruyor. Muhtemelen konuyu buraya getirecekler, ‘bunlara rastgele halde dokunmayın’ dediler. Bu beyanların dışında 2 gündür PYD/PKK etrafının attığı çığlıklara bakınca, alandaki gerçeklikte bir değişim olduğu gözüküyor. Bu istediğimiz noktada değil. Suriye’nin ordusu dışında hiçbir silahlı güç istemiyoruz diyorlar. PYD/YPG’nin bu türlü bir tabanı yok. Orada diğer Kürt kümeler var. Bunların her biri PYD/YPG’yi destekliyor diye bir şey yok. Faal petrol kaynakları, doğalgaz kaynakları ne hikmetse PYD/YPG’nin olduğu bölgedir.
‘BİZ BAŞTAN BERİ TERÖR DEVLETÇİĞİ KURULMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ DEDİK’
ABD istediğimiz noktada değil, bu telaffuzların sonuçlarını görmemiz lazım. Amerika YPG’yi vekil güç olarak kullanıyordu. Batıyı bir koalisyonda tutabilmek için ‘DEAŞ’a karşı’ diyordu. DEAŞ’lıların bulunduğu hapishaneye PYD/YPG bekçilik yapıyordu. Biz baştan beri terör devletçiği kurulmasına müsaade etmeyeceğiz dedik. Bugün Suriyeliler de rastgele halde silahlı kuvvet istemediklerini söz ediyorlar zati.
‘İRAN BÖLGENİN KIYMETLİ BİR GÜCÜ’
Bütün bu tablo içerisinde bir tane kilit aktör var. Artık Özgür Özel diyor ya Erdoğan haksız çıktı diye. Birinci andan itibaren daha bu olaylar olur olmaz hatırlayın Cumhurbaşkanımız Putin ile görüştü. Tabloyu da anlattı. Bu durumun sürdürebilir olmadığını anlattı. İran bölgenin kıymetli bir gücü. Türkiye burada bir sinerji peşinde. Patronaj peşinde değil.
‘BİZ İKİ DEVLETLİ TAHLİL DİYORUZ’
Akdeniz’de göndermediğiniz savaş gemisi kalmadı. İsrail’in bu soykırımı derhal durdurması lazım. Netanyahu başta olmak üzere bu soykırım suçlularının yargılanması lazım. Bu bizim temel unsurlarımızla ilgili bir durum. Bugün boş yere bu çağın Hitler’i Netanyahu demiyoruz. Biz iki devletli tahlil diyoruz. Biz siyonizme karşıyız. Bu soykırım katliamı başladığı için büyükelçimizi çektik.
‘BU OLAYDAN ÖTÜRÜ OYUMUZ ARTTI YA DA DÜŞTÜ DEMEYİZ’
Emin olun bu sorun ile ilgili tavrımız ile ilgili oylarımız düştü ya da arttı denildiğimizde dönüp ankete kamuoyu araştırmasına bakmadık. Bu olaydan ötürü oyumuz arttı ya da düştü demeyiz. Biz oy düşünecek olsaydık. 14-28 Mayıs öncesinde Cumhurbaşkanımızın o tavrı olmazdı. Ben AK Parti sözcüsüyüm. Şu kademedeki iştiraklerle ilgili AK Parti’nin toplantılarında bir gündem olmadı. Yeri geldiği vakit bu bedellendiriliyor. Toplantılarımızda iştirakle ilgili bir husus geçmedi.
‘İSRAİL PKK’YA YATIRIM YAPIYORDU’
Cumhurbaşkanı ile Bahçeli net bir şey söyledi. Biz terörsüz bir devlet istiyoruz formunda konuştular. Türkiye’ye karşı bu tavrımızdan ötürü Netanyahu PKK’yı kullanmak üzere bir yatırım yapıyordu. Oğlu Türkiye’ye toplumsal medyadan saldırdı. Birtakım makus niyetli projelerin buradaki Kürt kardeşlerimizi kullanmak istediğini görüyoruz. Burada koyulan irade net bir halde hem Türkiye’nin içindeki hem de bölgedeki başka insanları kasırganın dışında tutmak. PKK’dan Kürtler sorumlu tutulamaz, DAEŞ’ten Araplar sorumlu tutulamaz. Sayın Bahçeli’nin söylediği bütün Kürt kardeşlerimizi bu berbat plandan korumaktır.
‘SEÇİMLERİN VAKTİNDE YAPILMASINI SÖYLÜYORUZ’
İlkesel olarak seçimlerin vaktinde yapılmasını söylüyoruz. Üstteki savaş, aşağıdaki Suriye durumu. Balkanlar’daki kaynama, Almanya’da erken seçim, Fransa’da başbakan bulamıyorlar. Bu tablo içinde Türkiye’ye seçime götürmek sorumsuzluktur.
‘HİÇBİR BELEDİYEYİ AYIRMIYORUZ’
Bakanlıktan yapılan açıklama şu; hangi partiden olursa olsun hiçbir belediye istisna sayılmayacak. Yürütülen ekonomik programı da düşünün. Bu çerçevede bu borç neredeyse büyük oranda katlanarak gidiyor. Yapılandırın bu borcunuzu deniyor. Gayrimenkul verin deniyor. Kimi belediyeler dönmüyor bile. Artık burada bir Hatay Büyükşehir Belediyesi var. Bakan beyin açıklamasında gözüküyor bu. Zelzele bölgesi ayağa kaldırılması gereken bölge. Belediye liderimiz çabucak geliyor ‘Her türlü yapılandırma teklifine açığım, bu borçlarımı ödemek için gereken adımı atarım’ diyor. Yoksa bakanlığın açıklaması net; bütün belediyeler. Hazırlanan büyük hareket planı var. Bu seçimden sonra maalesef çıktı. Bugün tepe noktasına ulaştı. Seçimden sonra CHP ‘siz genel biz mahallî iktidarız’ diyor. Güya Türkiye’de iki tane hukuk sistemi varmış üzere. SGK kime hizmet ediyor? Vatandaşa hizmet ediyor.”
(ALINTI)