DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın ‘silahların bırakılması’ istikametindeki davetinin akabinde toplumsal medya hesabından açıklama yaptı. “Paradigmanın kurucu ögelerinden başkası devlettir. Yürütücüsü iktidarlardır, araçları; anayasa ile bürokrasi ve askerlerdir” diyen Öcalan, iletisine şöyle devam etti:
“Bu paradigmanın yaklaşımı şuydu: Cumhuriyetin; birinci yüzyılında, kuruluşunun başlangıcında, geliştirilen Kürt-Türk ortaklaşması, daha sonra kurucu genetiğin reddi üzerine Türklük Kontratını dayatmıştır. Kürt sorunun ağırlaşmasında hegemonik güçlerin rolü belirleyici olmuştur.
1924 Anayasasıyla; Kürtlerin varlığını, ret ve inkara dayandırmıştır. Ulus-devlet inşasını, Türklük üst kimliği ile asimile etmeyi hedeflemiştir. İnsanların, ya “anadili” ya da “yabancı dilleri” olur. Buna karşın devletin Anayasası’nı dilsizlik üzerine kurgulamıştır. Yüzyıllık tarihin istisnai yahut inanılmaz periyotlarına ve olağan devirlerde dahi kural dışına çıkan bir devlet modeli karşımızda durmaktadır.
Kürt sorunun ağırlaşmasında hegemonik güçlerin rolü belirleyici olmuştur. Tahlilin imkânsız olduğundan ısrar edenler, devletçi paradigma asıllarını kuranlardır. Paradigması, yüzyıllık çatışma ve savaş düzeneği olan kurucu akıl; tahlil metodunu da bilmektedir. Devletin, yüzyıllık paradigmasının; krizi, çıkmazı ve Kürt halkı üzerindeki iflasıdır. Başka paradigma ise ülke temel sıkıntılarını; teşhis eden bir tenkit ve müspet tahlil yaklaşımıdır.”
(SOSYAL MEDYA)