İSTANBUL – Türkiye devrimci hareketinin değerli isimlerinden müellif Sevim Belirli, Şişli Camii’nde son seyahatine uğurlandı. Belli’nin cenazesine çok sayıda sosyalist parti temsilcisi, müellif, mütercim, sanatçı ve siyasetçiler katıldı. Cenaze merasiminin akabinde Muhakkak, Şişli’deki Feriköy Mezarlığı’na defnedildi. Sevim Belli’nin ailesi, arkadaşları ve uğraş dostları, Şişli Camii’nden Feriköy Mezarlığı’na bir de yürüyüş gerçekleştirdi. Cenaze merasiminde yaklaşık bin çevik kuvvet polisi güvenlik çemberi oluşturdu.
‘100 YILLIK UĞRAŞ DOLU BİR ÖMÜR’
Sevim Belirli cenaze namazının akabinde alkışlarla bayanların omzunda cenaze arabasına konuldu. Sol Parti MYK üyesi Bülent Forta, Sevim Belli’nin kıymetli bir isim olduğuna vurgu yaparak, “Kendisini uğurlamak için buradayız. 100 yıllık uğraş bir ömür, herkese örnek bir kişi” dedi.
Aşık Sinem Bacı ise cenaze merasiminde Sevim Belli’den “Sevim abla” diye bahsetti: “Sevim abla çok kıymetli ve gurur duyduğumuz bir aydın. Ondan çok şey öğrendik. Sevdiklerimizi, aydınları birer birer uğurluyoruz, başımız sağ olsun.”
Sol Parti MYK üyesi Alper Taş da “Sevim Belli’nin çabası hepimize örnek. Sosyalist çabaya çok kıymetli katkılar da bulundu, bugün onu son seyahatine uğurluyoruz” diye konuştu.
Sevim Belli’nin cenaze merasimi. SEVİM AŞİKÂR KİMDİR?
1925’te İstanbul’da dünyaya gelen Aşikâr, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra ABD’ye gitti ve akabinde Paris’te uzmanlık eğitimi almaya başladı. 1951 yılının Ağustos ayında katıldığı 3. Dünya Gençlik ve Öğrenci Şenliği sırasında Berlin’de Nâzım Hikmet ile tanıştı. 1951’de Berlin’de düzenlenen 3. Dünya Gençlik ve Öğrenci Şenliği’ne katılan Belirli, burada Nâzım Hikmet ile tanışarak sosyalist harekete daha derin bir halde bağlandı. Bu süreçte Türkiye Komünist Partisi (TKP) ile hem yurtiçinde hem de yurtdışında ilişkiler kurarak kuryelik yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra, İstanbul’dan Paris’e gitmek üzereyken yakalanması, TKP’ye yönelik büyük bir operasyonun başlamasına sebep oldu. Bu operasyon sırasında, “51 Tevkifatı” olarak bilinen gözaltı dalgasıyla tutuklanan Belirli, TKP Merkez Komitesi üyeleri Şefik Hüsnü Değmer, Zeki Baştımar, Reşat Fuat Baraner, Mehmet Bozışık, Halil Yalçınkaya ve Mihri Aşikâr ile birlikte hapsedildi. Cezaevindeyken, TKP’nin önde gelen isimlerinden Mihri Belirli ile evlendi. Fakat o devirde, komünist oldukları gerekçesiyle karar giymiş hekimlerin mesleklerini icra etmesi yasaktı. Bu nedenle, 1964’te ailesiyle birlikte Cezayir’e yerleşerek burada doktorluk yaptı.
1966’da Türkiye’ye dönen Belirli, 12 Mart 1971 muhtırasının akabinde tekrar gözaltına alındı ve üç yıl cezaevinde kaldı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra ise bir kere daha yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. Muhakkak, 24 Şubat’ta İstanbul’da 100 yaşındayken vefat etti.