İSTANBUL – Yenidoğan bebekleri şuurlu formda yanlış tedavi ederek vefatına neden olmakla suçlanan, ortalarında doktor ve hemşirelerin de bulunduğu 47 sanıklı davada, Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin bugün orta karar açıklaması bekleniyor.
Duruşmaya, ‘organize kabahat örgütü elebaşı’ olduğu argüman edilen doktor Fırat Sarı’nın da ortalarında bulunduğu 25 tutuklu sanık ile kimi tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatlar katıldı.
Önceki duruşmalarda mütalaasını açıklayan savcı tutuklu sanıkların tamamının tutukluluk hallerinin devamına, evraktaki eksikliklerin tamamlanmasını talep etmişti.
Okan Üniversitesi’nde müdür olarak çalışan ve sevk olması gereken bebek hastaları öğrenerek örgüt başkanları ile mutabakatlı olduğu hastaneye sevk edilmesini sağlayıp fiyat aldığı argüman edilen tutuklu sanık Serdar Yüksel’in avukatı savcılık mütalaasına itiraz etti ve münasebetlerini şöyle sıraladı: “Tutukluluk devamla ne oluyor? Tıpkı suçlamayla yargılanan tutuksuz sanıklar var. Kanıt bekleniyor fakat hepimiz tıpkı kanıtı bekliyoruz, hasebiyle bu çerçevede ayrım yapılamaz. İlkokul, orta ve lise çağında üç çocuğu var. Çocukların geçiminden sorumlu. Büyükçekmece savcılığı MASAK raporu istedi, olumsuz bir şey çıkmadı. Müvekkille ilgili olumsuz konular yok. Kara para aklama ya da maaş varlığında afaki artış yok. Sabıkası yok. 10 aylık tutukluluk sürecinde aile epey ağır ruhsal süreçler yaşıyor. Serdar Yüksel’in ismi yoklamada geçiyor. Öteki bir yerde yok. Tutukluluğun devam talebini kabul etmiyoruz.”
‘BASINA KAPALI DEVAM ETSİN’
Sanık avukatları duruşmaların basına kapalı olarak devam etmesini, bunun da kamu güvenliği açısından değerli olduğunu kaydetti. Müvekkillerinin ‘bebek katili’ olarak anıldığı, hatta bir sanığın (İlker Gönen) intihar ettiğini hatırlatan avukatlar, evrakın selameti açısından ve lekelenmeme hakkından ötürü bu konuya dikkat edilmesini talep etti.
‘MEDYA BASKISI YÜZÜNDEN ŞAHİTLER DURUŞMAYA GELEMİYOR’
Dosyada belirsizlik olduğunu anlatan avukatlar, SGK’ya müzekkere yazılarak 14 aydır hazırlanması beklenen rapor hakkında bilgi edinilmesini istedi. Sanık avukatları ayrıyeten, medya baskısı yüzünden kendi şahitlerinin duruşmaya gelemediğini tabir ederek, bu evrede şahit dinlenmesine orta verilmesi gerektiğini belirtti.
Şeyhmus Çelik’in avukatı, “Ramazan ayı geliyor. Müvekkilim bütün ibadetlerini yapmaktadır. İlaç kullanan müvekkilimin cezaevi şartları düşünüldüğünde sıkıntılar olabilir. Ortada somut bir kanıt yoktur” dedi.
Tuğçe Toptemel’in avukatı ise “Ortada pimi çekilmiş bir bomba var, bunu yutmamız isteniyor. Yargılama bu türlü devam edecekse biz de seçtiğimizi yanımızda götürürüz. Müvekkilim koçbaşı olarak kullanıldı. Savcıyı kim tehdit etmiş, ettirmişse yanlış yapmıştır. Haklının ivedisi yoktur. Gerekçesiz yahut münasebeti kalmayan sanıklar açısından tahliyesini talep ediyorum.”
DAVA GEÇMİŞİ, TEZ EDİLEN CÜRÜMLER VE İSTENEN CEZALAR
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın liderliğindeki cürüm örgütünün, sevk ve yönetimini doktor İlker Gönen ve 112 Acil Davet Merkezi ambulans sürücüsü Gıyasettin Mert Özdemir’in sağladığı belirtiliyor.
İddianameye nazaran, cürüm örgütünün gayesi, devraldıkları yenidoğan ağır bakım ünitelerinin doluluğunu sağlamak için 112 sevk sistemini bertaraf ederek, SGK’dan yüksek ödemeler almak. Bu doğrultuda hasta bebeklerin durumları olduğundan daha ağır gösterilip, hastanede daha uzun müddet kalmalarının sağlandığı argüman ediliyor. Bebeklerin uygun sıhhat hizmeti alacakları hastanelere sevk edilmeleri yerine, kârlı görünen hastanelere yatırıldıkları belirtiliyor. Sanıklar, 10 bebeğin vefatıyla ilgili “kasten öldürme”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek maksadıyla örgüt kurma” ve “resmi evrakta sahtecilik” kabahatlerinden ağır mahpus cezası talebiyle yargılanıyorlar. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel dataların hukuka muhalif ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının ziyanına dolandırıcılık”, “suç işlemek maksadıyla örgüt kurma” ve “resmi dokümanda sahtecilik” hatalarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar mahpusla cezalandırılması isteniyor. 8’i bayan 44 sanık hakkında da benzeri hatalardan mahpus cezaları öngörülüyor.